IMLEGEND
Aileden
Şu anda bir efsanenin en sağlam halkalarından birini incelemekteyim. 2D grafikli FF’ler içerisinde belki de Final Fantasy 6 ile beraber en çok sevileni… Duygu seli… Grafik ve müzik şöleni… Şahane bir hikaye. Birbirinden sağlam sağlam karakterler… Ve gerçekten bir başyapıt!Öncelikle; kısaca oyunun senaryosundan bahsedeyim. Yukarılarda tıklamanızı bekleyen bir “FF4 Hikaye” bölümümüz olsa da keyif bozucu olduğundan oyunu henüz oynamayanların bakmamasını öneriyorum. Oyunumuzun “asıl kötü”sü Zemus adında kendini dünyayı yok etmeye adamış bir arkadaş. Kahramanımız Cecil de, dünyanın sonunu engellemek adına atıldığı macerada yok oluşu sağlayacak tek gücün; “8 Kristal”in peşine düşecek. Ve her Final Fantasy’de olduğu gibi bir yandan dünyayı kurtarırken bir yandan da aşık olacak, dostlar edinecek, yaratıklarla takışacak, binbir çeşit köy kasabayı dolaşacak, girmedik kale, gezinilmedik dağ bırakmayacak…
Final Fantasy serisi için, 4’ün grafiklerini bir dönüm noktası kabul etmek mümkün. NES’ten SNES’e geçişle birlikte, bunun bir getirisi olarak 8 Bit’ten 16 Bit’e geçiş söz konusu. Bu geçişi oldukça başarılı olarak değerlendirmek mümkün… Özellikle; her Final Fantasy’nin değişmez artılarından birisi, yaratık ve summon tasarımları müthiş… Mekanlar, oldukça sade, ama haritadaki her objenin dokusu o kadar hoş ki yine de oyunun atmosferine kapılıp gitmemek elde değil. Bunlar da gösteriyor ki Square, ister SNES olsun ister PS3(!) olsun elinden geleni bize sunuyor (ve sunmaya da devam edecek.)
Kontrollerde bir bakıma hantallık söz konusu… Özellikle menü kullanımının fazlaca ağır olması bu konuda gözünüze batabilecek bir nokta. Hantallık, savaşlarda da kısmen mevcut… Yine de bu küçük detayları umursamamanızı önermek zorundayım : ) Söylemem gerekeni söyledikten sonra haritada gezinirken ya da başka bir şey yaparken (Başka ne olabilir ki; sadece menüler, savaşlar ve harita ) pek sıkıntı çekmeyeceğinizi belirteyim.
Oyunun müziklerinin ardındaki isim tabii ki; “the man, the legend…” lakaplı (ya da lakabı bundan sonra bu) büyük ustamız Nobuo Uematsu… Yine harika müzikler yaratmış ve bu yön de oyunun en büyük artılarından biri olmuş. Haritada çalan müzikler, diyaloglarda çalan müzikler, menülerde çalan müzikler, savaşlarda çalan müzikler; hepsi birbirinden hoş… Gerçi savaş sonlarında, haritada ya da menüde aynı müzikleri duymaktan sıkılanlar olabilir ama unutmayın ki her FF’de oluyor bu Göz ardı edin.
Sonuç olarak söylemeliyim ki, Final Fantasy 4; bir FF13’e, bir FF8’e ağzımız sulanarak bakarken eski FF’leri (eski FF’ler = FF1-6) es geçmememiz gerektiğini hatırlatan oldukça başarılı bir oyun… Ufak tefek kusurlar kafanıza takılmasın, diğer tüm artılarıyla bu küçük açıkları fazlasıyla kapatıyor Final Fantasy 4. Eğer gerçek bir FF’ci iseniz Final Fantasy 4’ü zaten kaçırmamışsınızdır. Değilseniz bile; gerçek FF’cilerden biri olmak için halen geç değil.
Final Fantasy serisi için, 4’ün grafiklerini bir dönüm noktası kabul etmek mümkün. NES’ten SNES’e geçişle birlikte, bunun bir getirisi olarak 8 Bit’ten 16 Bit’e geçiş söz konusu. Bu geçişi oldukça başarılı olarak değerlendirmek mümkün… Özellikle; her Final Fantasy’nin değişmez artılarından birisi, yaratık ve summon tasarımları müthiş… Mekanlar, oldukça sade, ama haritadaki her objenin dokusu o kadar hoş ki yine de oyunun atmosferine kapılıp gitmemek elde değil. Bunlar da gösteriyor ki Square, ister SNES olsun ister PS3(!) olsun elinden geleni bize sunuyor (ve sunmaya da devam edecek.)
Kontrollerde bir bakıma hantallık söz konusu… Özellikle menü kullanımının fazlaca ağır olması bu konuda gözünüze batabilecek bir nokta. Hantallık, savaşlarda da kısmen mevcut… Yine de bu küçük detayları umursamamanızı önermek zorundayım : ) Söylemem gerekeni söyledikten sonra haritada gezinirken ya da başka bir şey yaparken (Başka ne olabilir ki; sadece menüler, savaşlar ve harita ) pek sıkıntı çekmeyeceğinizi belirteyim.
Oyunun müziklerinin ardındaki isim tabii ki; “the man, the legend…” lakaplı (ya da lakabı bundan sonra bu) büyük ustamız Nobuo Uematsu… Yine harika müzikler yaratmış ve bu yön de oyunun en büyük artılarından biri olmuş. Haritada çalan müzikler, diyaloglarda çalan müzikler, menülerde çalan müzikler, savaşlarda çalan müzikler; hepsi birbirinden hoş… Gerçi savaş sonlarında, haritada ya da menüde aynı müzikleri duymaktan sıkılanlar olabilir ama unutmayın ki her FF’de oluyor bu Göz ardı edin.
Sonuç olarak söylemeliyim ki, Final Fantasy 4; bir FF13’e, bir FF8’e ağzımız sulanarak bakarken eski FF’leri (eski FF’ler = FF1-6) es geçmememiz gerektiğini hatırlatan oldukça başarılı bir oyun… Ufak tefek kusurlar kafanıza takılmasın, diğer tüm artılarıyla bu küçük açıkları fazlasıyla kapatıyor Final Fantasy 4. Eğer gerçek bir FF’ci iseniz Final Fantasy 4’ü zaten kaçırmamışsınızdır. Değilseniz bile; gerçek FF’cilerden biri olmak için halen geç değil.