IMLEGEND
Aileden
Bazı oyunlar vardır ki kült mertebesine erişmişlerdir. Onlar hayatınızın bir parçasıdır, adeta o oyunla birlikte yaşarsınız. Çünkü direkt olarak duygularınıza hitap eder. Ya da herhangi bir karakterin yaşam stili, karakteristik özellikleri vurmuştur sizi derinden. İşte tüm dünyada milyonlarca hayranı olan oyun dünyasının dev ismi Final Fantasy serisi de böyle bir oyun. Görsel hazların, müziksel beğenilerin, hikayesel derinliğin ve taktiksel stratejinin bu denli yoğun ve enfes biçimde harmanlandığı ikinci bir oyun görmeniz neredeyse imkansızdır.Japon RPG’lerin kralı Final Fantasy, Playstation 3 ‘e ilk çıkartması olan Final Fantasy XIII ile yine aynı hazları tekrar yaşatmak için geri dönüyor.
Final Fantasy XIII’ün oynanışındaki belirli değişiklerle başlayalım. Oyun, tıpkı FFVII: Advent Chidren animasyon filmindeki gibi epik görsel şölen sunan savaş sahnelerine sahip olacak; hem de oyun içinde! Ana mantık, FFXII ile aynı. Yani artık random encounter (rastgele savaş) olmayacak, gerçek zamanlı ve komut-tabanlı bir strateji izleyeceğiz savaş esnasında. Bunun yanında ATB (Active Time Battle yani Aktif Zamanlı Çarpışma, FFXII öncesi savaş sisteminin belkemiği) geri dönüyor, ancak çok farklı bir biçimde. Komut-tabanlı strateji izlerken, birden fazla komut vereceğimiz zaman, her komutun ATB barı olacak. O barın dolma sırasına göre komutlarımız, karakterimiz tarafından yerine getirilecek. Bunlar, ekranın sol altındaki barlarla belirtilecek. Karakterlerimizin, sırası geldikçe sarıya dönüşen komutlarını tekrar seçerek aynı işlemi tekrarlamamız mümkün olacak. Yani bir bakıma FFXII’nin savaş sisteminin daha geliştirilmiş bir versiyonu olacak.
Oyun ekranımızın sağ köşesinde dairesel bir gösterge yer alacak. Bu göstergenin adı Overclock. Overclock göstergesi tamamen dolduğunda, karakterimiz dışındaki her şeyi yavaşlatabileceğiz, yani bir nevi slow-motion özelliği, tıpkı Prince’in yaptığı gibi. Tabii ki Overclock modunda avantaj bize dönüyor ve inanılmaz hasarlar verebiliyoruz karşımızdakine. Tıpkı FFVIII’deki Limit Break, FFIX’daki Trance ve FFX’daki Overdrive özelliği gibi. Final Fantasy X’un savaş direktörü Toshiro Tsuchida, serinin 13. bölümünde yine savaş direktörü olarak geri dönüyor. Kendisi birçok düşmanın kişiliklerini ve arka plan hikayelerini tasarlıyor. Kendisine, sadece tek bir karakteri mi yöneteceğimizi yoksa savaş alanında dostlarımızı da mı yöneteceğimizi sorduğumuzda “Yorum yok.” diyor.
FFXIII’te sumonlar gerçekten ilginç bir biçimde dönüyor. Artık summonlar, mekanik yaratıklar ve bize sadece savaş alanında değil, savaş dışında-bir yerden bir yere giderken de yardımcı olacaklar. Trailer’lardan gördüğümüz Shiva, bunlardan biri, bu kez ikiz Shiva’ları göreceğiz ve kendileri bir motosiklete dönüşebiliyorlar! İsmini henüz bilmediğimiz FFVIII’deki Seifer’a benzeyen sarı saçlı bir karakterin bu motosiklete bindiğini görmüştük. Bunun yanı sıra; Ifrit, Siren, Carbuncle da ekran görüntülerinden varlığının teyit edildiği diğer summonlar. Yapımcılar ayrıca summonların “Digital Form” olarak ortaya çıkacaklarını söylediler, bununla ne demek istedikleri de henüz bilinmiyor. Online özellik, FFXIII’ün sırlarından biri. Evet, oyun offline özelliğe odaklanmış durumda ancak yapımcıların minik bir online eklentisi yapabilecekleri de söylentiler arasında.
Hikaye hakkında bilinenler ise oldukça az. Kristaller yine FFXIII’ün ana konusu olacak. Ancak bu sefer çok daha kritik özelliklere sahip olacaklar. Kristaller yaşam ve nesne oluşturmada kullanılıyor. Cocoon, kendi kristaline sahip, Pulse da son kristalini muhafaza ediyor. FFXIII’de yerli halkın kristalleri “ilah” gibi görecekleri bir gerçek gibi…FFXIII’ün geçtiği evrenin adı Pulse. Genel olarak, FF: Spirits Within’deki şehirlere benzetebiliriz. Türlü yaratıkların istilasına uğramış durumda ve her an halk, bu yaratıkların saldırısına uğrayabilecek konumda. Bu yüzden de kristaller havada yüzen Cocoon şehrinin inşasına karar veriyor. Cocoon, futuristik ve ütopik bir yapıya sahip, insanlar için inşa edilmiş bir yer. Farsi tarafından, Pulse’ın insanlar için çok tehlikeli olduğuna karar verildiği zaman inşa edilmiş. Cocoon Kristali, şehri korumak ve teknolojik altyapıyı sağlamakla görevli. Cocoon halkı, Pulse sakinlerinden çekinmekte ve korkmakta, çünkü bunların şehirlerini yok edeceğini düşünmekte. The Holy Government of Cocoon (Cocoon’un Kutsal Hükümeti), Pulse ile herhangi bir bağlantısı olduğuna inandıkları kişileri karantinaya alıp şehirden uzaklaştırıyorlar. Farsi ise insanların varolduğu sürece yaşayacak olan bir üstün ırk. Kristallerin emriyle Cocoon’u inşa ettiler. Kristallerle bağlantıları hakkında çok az şey bilinmekte. Lusi ise, Farsi tarafından Kristal’in varlığını sürdürmekle görevlendirilen seçilmiş kişiler.
Square karakterler hakkında da fazla bilgi sızdırmıyor. Çoğu forumda var olan karakter adlarının da birer kod isim olduğu tartışılıyor. Şimdiye dek gördüğümüz karakterlere göz atmamız gerekirse;
Square karakterler hakkında da fazla bilgi sızdırmıyor. Çoğu forumda var olan karakter adlarının da birer kod isim olduğu tartışılıyor. Şimdiye dek gördüğümüz karakterlere göz atmamız gerekirse;
• Lightning: Hemen hepimizin görmüş olduğu, oyunun ana karakteri olan bu pembe saçlı bayan, Cocoon’a karşı ayaklanan isyankarlardan biri. Kendisine Kristal tarafından gizemli bir emir verildiği söyleniyor. Bazıları ise, insanlığın sonunu getirecek bir düşman olduğunu fısıldıyor. Silahı, kılıçtan yarı otomatik silaha dönüşebilen ilginç bir mekanizmaya sahip. Bunun yanında yerçekimini silah olarak kullanabiliyor. Bir çatışmanın başlangıcında, yerçekimi bombasını düşmanlarının üzerine fırlatarak düşmanlarının afallamasını sağlıyor.Karakter tasarımcısı Tetsuya Nomura, onun için “FFVII’deki Cloud Strife’ın dişi versiyonu” tanımlamasını yapıyor.
• Sarı Saçlı Adam: Yapımcılar onu “Mr 33 cm” olarak tanıttılar fakat elbette bu, onun kod adı, daha doğrusu ayakkabı numarasından dolayı kod adı… Kendisi basına verilmeyen trailer’da motorsiklete dönüşen Shiva’ya biniyor(!)du. Lightning’le olan ilişkileri “alışılmadık” olarak tanımlanıyor.
• Kızıl Saçlı Bayan: Yine basına verilmeyen trailer’da boy gösteren kızıl-kahverengi saçlı bayan karakterin, Pulse halkından biri olduğu doğrulandı. Kaynaklara göre bir yay kullanıyor ve Carbuncle’u çağırabilme yeteneğine sahip.
Evet, FFXIII hakkında bilinen her şey şimdilik bu kadar. Final Fantasy XIII, SquareEnix’in duyurduğu Fabula Nova Crystallis serisinin ilk oyunu olacak ve PS3’ün gücünü sonuna kadar kullanacak. Çıktığı zaman PS3 satışlarının artacağına garanti verebiliriz. Bunun yanı sıra merakla beklenen bir diğer FNC oyunu da Final Fantasy Versus XIII, yine PS3’te boy gösterecek ve FFXIII’ten daha karanlık bir yapıya sahip olacak. Son olarak mobil telefonlara çıkacak olan FNC serisinin duyurulan son oyunu Final Fantasy Agito XIII’ün FFXIII ile direk bir bağlantısının olacağı gelen duyumlar arasında.
FFXIII’ün çıkış tarihi, Mart 2009 olarak gösteriliyor fakat tüm FF fanlarının bildiği üzere bu tarih muhakkak 1-2 kez daha ertelenecektir. Bu süre içinde diğer FF oyunlarını oynayarak FFXIII’ü beklemeye devam edebilirsiniz. Şunu temin edebiliriz, beklediğinize sonuna kadar değecek…
Final Fantasy XIII’ün oynanışındaki belirli değişiklerle başlayalım. Oyun, tıpkı FFVII: Advent Chidren animasyon filmindeki gibi epik görsel şölen sunan savaş sahnelerine sahip olacak; hem de oyun içinde! Ana mantık, FFXII ile aynı. Yani artık random encounter (rastgele savaş) olmayacak, gerçek zamanlı ve komut-tabanlı bir strateji izleyeceğiz savaş esnasında. Bunun yanında ATB (Active Time Battle yani Aktif Zamanlı Çarpışma, FFXII öncesi savaş sisteminin belkemiği) geri dönüyor, ancak çok farklı bir biçimde. Komut-tabanlı strateji izlerken, birden fazla komut vereceğimiz zaman, her komutun ATB barı olacak. O barın dolma sırasına göre komutlarımız, karakterimiz tarafından yerine getirilecek. Bunlar, ekranın sol altındaki barlarla belirtilecek. Karakterlerimizin, sırası geldikçe sarıya dönüşen komutlarını tekrar seçerek aynı işlemi tekrarlamamız mümkün olacak. Yani bir bakıma FFXII’nin savaş sisteminin daha geliştirilmiş bir versiyonu olacak.
Oyun ekranımızın sağ köşesinde dairesel bir gösterge yer alacak. Bu göstergenin adı Overclock. Overclock göstergesi tamamen dolduğunda, karakterimiz dışındaki her şeyi yavaşlatabileceğiz, yani bir nevi slow-motion özelliği, tıpkı Prince’in yaptığı gibi. Tabii ki Overclock modunda avantaj bize dönüyor ve inanılmaz hasarlar verebiliyoruz karşımızdakine. Tıpkı FFVIII’deki Limit Break, FFIX’daki Trance ve FFX’daki Overdrive özelliği gibi. Final Fantasy X’un savaş direktörü Toshiro Tsuchida, serinin 13. bölümünde yine savaş direktörü olarak geri dönüyor. Kendisi birçok düşmanın kişiliklerini ve arka plan hikayelerini tasarlıyor. Kendisine, sadece tek bir karakteri mi yöneteceğimizi yoksa savaş alanında dostlarımızı da mı yöneteceğimizi sorduğumuzda “Yorum yok.” diyor.
FFXIII’te sumonlar gerçekten ilginç bir biçimde dönüyor. Artık summonlar, mekanik yaratıklar ve bize sadece savaş alanında değil, savaş dışında-bir yerden bir yere giderken de yardımcı olacaklar. Trailer’lardan gördüğümüz Shiva, bunlardan biri, bu kez ikiz Shiva’ları göreceğiz ve kendileri bir motosiklete dönüşebiliyorlar! İsmini henüz bilmediğimiz FFVIII’deki Seifer’a benzeyen sarı saçlı bir karakterin bu motosiklete bindiğini görmüştük. Bunun yanı sıra; Ifrit, Siren, Carbuncle da ekran görüntülerinden varlığının teyit edildiği diğer summonlar. Yapımcılar ayrıca summonların “Digital Form” olarak ortaya çıkacaklarını söylediler, bununla ne demek istedikleri de henüz bilinmiyor. Online özellik, FFXIII’ün sırlarından biri. Evet, oyun offline özelliğe odaklanmış durumda ancak yapımcıların minik bir online eklentisi yapabilecekleri de söylentiler arasında.
Hikaye hakkında bilinenler ise oldukça az. Kristaller yine FFXIII’ün ana konusu olacak. Ancak bu sefer çok daha kritik özelliklere sahip olacaklar. Kristaller yaşam ve nesne oluşturmada kullanılıyor. Cocoon, kendi kristaline sahip, Pulse da son kristalini muhafaza ediyor. FFXIII’de yerli halkın kristalleri “ilah” gibi görecekleri bir gerçek gibi…FFXIII’ün geçtiği evrenin adı Pulse. Genel olarak, FF: Spirits Within’deki şehirlere benzetebiliriz. Türlü yaratıkların istilasına uğramış durumda ve her an halk, bu yaratıkların saldırısına uğrayabilecek konumda. Bu yüzden de kristaller havada yüzen Cocoon şehrinin inşasına karar veriyor. Cocoon, futuristik ve ütopik bir yapıya sahip, insanlar için inşa edilmiş bir yer. Farsi tarafından, Pulse’ın insanlar için çok tehlikeli olduğuna karar verildiği zaman inşa edilmiş. Cocoon Kristali, şehri korumak ve teknolojik altyapıyı sağlamakla görevli. Cocoon halkı, Pulse sakinlerinden çekinmekte ve korkmakta, çünkü bunların şehirlerini yok edeceğini düşünmekte. The Holy Government of Cocoon (Cocoon’un Kutsal Hükümeti), Pulse ile herhangi bir bağlantısı olduğuna inandıkları kişileri karantinaya alıp şehirden uzaklaştırıyorlar. Farsi ise insanların varolduğu sürece yaşayacak olan bir üstün ırk. Kristallerin emriyle Cocoon’u inşa ettiler. Kristallerle bağlantıları hakkında çok az şey bilinmekte. Lusi ise, Farsi tarafından Kristal’in varlığını sürdürmekle görevlendirilen seçilmiş kişiler.
Square karakterler hakkında da fazla bilgi sızdırmıyor. Çoğu forumda var olan karakter adlarının da birer kod isim olduğu tartışılıyor. Şimdiye dek gördüğümüz karakterlere göz atmamız gerekirse;
Square karakterler hakkında da fazla bilgi sızdırmıyor. Çoğu forumda var olan karakter adlarının da birer kod isim olduğu tartışılıyor. Şimdiye dek gördüğümüz karakterlere göz atmamız gerekirse;
• Lightning: Hemen hepimizin görmüş olduğu, oyunun ana karakteri olan bu pembe saçlı bayan, Cocoon’a karşı ayaklanan isyankarlardan biri. Kendisine Kristal tarafından gizemli bir emir verildiği söyleniyor. Bazıları ise, insanlığın sonunu getirecek bir düşman olduğunu fısıldıyor. Silahı, kılıçtan yarı otomatik silaha dönüşebilen ilginç bir mekanizmaya sahip. Bunun yanında yerçekimini silah olarak kullanabiliyor. Bir çatışmanın başlangıcında, yerçekimi bombasını düşmanlarının üzerine fırlatarak düşmanlarının afallamasını sağlıyor.Karakter tasarımcısı Tetsuya Nomura, onun için “FFVII’deki Cloud Strife’ın dişi versiyonu” tanımlamasını yapıyor.
• Sarı Saçlı Adam: Yapımcılar onu “Mr 33 cm” olarak tanıttılar fakat elbette bu, onun kod adı, daha doğrusu ayakkabı numarasından dolayı kod adı… Kendisi basına verilmeyen trailer’da motorsiklete dönüşen Shiva’ya biniyor(!)du. Lightning’le olan ilişkileri “alışılmadık” olarak tanımlanıyor.
• Kızıl Saçlı Bayan: Yine basına verilmeyen trailer’da boy gösteren kızıl-kahverengi saçlı bayan karakterin, Pulse halkından biri olduğu doğrulandı. Kaynaklara göre bir yay kullanıyor ve Carbuncle’u çağırabilme yeteneğine sahip.
Evet, FFXIII hakkında bilinen her şey şimdilik bu kadar. Final Fantasy XIII, SquareEnix’in duyurduğu Fabula Nova Crystallis serisinin ilk oyunu olacak ve PS3’ün gücünü sonuna kadar kullanacak. Çıktığı zaman PS3 satışlarının artacağına garanti verebiliriz. Bunun yanı sıra merakla beklenen bir diğer FNC oyunu da Final Fantasy Versus XIII, yine PS3’te boy gösterecek ve FFXIII’ten daha karanlık bir yapıya sahip olacak. Son olarak mobil telefonlara çıkacak olan FNC serisinin duyurulan son oyunu Final Fantasy Agito XIII’ün FFXIII ile direk bir bağlantısının olacağı gelen duyumlar arasında.
FFXIII’ün çıkış tarihi, Mart 2009 olarak gösteriliyor fakat tüm FF fanlarının bildiği üzere bu tarih muhakkak 1-2 kez daha ertelenecektir. Bu süre içinde diğer FF oyunlarını oynayarak FFXIII’ü beklemeye devam edebilirsiniz. Şunu temin edebiliriz, beklediğinize sonuna kadar değecek…